Steau Bükreş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Steau Bükreş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ocak 2018 Salı

En büyük 30 kulüp...


Ceux sont les meilleures équipes 
Sie sind die allerbesten Mannschaften
The Main Event!
Tony Britten idaresindeki Kraliyet Filarmoni Orkestrası icrası olan bu eser çalmaya başladığında sanırım etkilenmeyeniz yoktur! Ama Şampiyonlar Ligi günümüzdeki formata gelene kadar bir çok değişime uğradı. Hatta 1992-93 öncesi bambaşka bir sistem vardı: Şampiyon Kulüpler Kupası! Benim gönlüm hala o formattadır.

Şampiyon Kulüpler Kupası ve Şampiyonlar Ligi tarihinin en iyi 30 takımı yayınlandı. Yeniyetmeler bazı takımları görünce şaşırabilir, mesela ilk 10'da neden 2 Portekiz takımı hatta Dinamo Kiev - Celtic - Anderlecht - Glasgow Rangers - PSV - Steau Bükreş - Sparta Prag - Kızılyıldız - Rosenborg yer almakta? Tabii ki adil bir şekilde oynanan ilk etap yani Şampiyon Kulüpler Kupası sayesinde. 

Muhtemelen 10 sene sonra bu liste yavaş yavaş değişmeye başlar, özellikle para sahibi İngiliz - İspanyol ve Alman takımları kaplamaya başlar.

30 Haziran 2015 Salı

Büyük Kaptan; Cüneyt Tanman!


Ne zaman “takımı buraya getir” tezahüratı olsa kırmaz, kol ve baş hareketi ile takımı o tribüne götürürdü. Bugünün futbolcusunda pek göremeyeceğimiz “centilmen, kibar, beyefendi” sıfatları kendisi için çokça kullanılırdı. Arada bir ileri çıkar ve sürpriz goller bulurdu, hiç unutmadığım 2 tanesi 1- Cezalı olduğumuz için İzmir’de oynadığımız Steau Bükreş maçında 1-1 berabere kaldığımız maçta  2- İstanbul’da Rapid Wien’i 2-0 yendiğimiz maçlarında gelmiştir, yakışıklılık anketlerinde Metin Tekin ile yarışırdı. 15 sezondan fazla kulüpte kaldı, formayı en fazla giyenler arasında yerini aldı, harika maçları da oldu üzdüğü de ama hem bizim takımda hem de Milli Takımda görevini layıkıyla yapanlardandı.

Unutulmaz kaleci Peter Shilton’ın jübilesinde forma giydi. Kendi jübilesinde Roman Kosecki’nin gelmesi tesadüfü ile hınca hınç dolan tribünler önünde futbola veda etti. Klasik haline gelen spor yazarlığı ve futbol yorumculuğuna geçiş yaptı ama yorumculukta pek ses getiremedi, diğerinde de GS kadrosunu doldurdu.

Ardından kulüpte görev almaya başladı. İlk olarak Scout ekibinde yer buldu, sonra Sportif Direktör oldu. En sonunda rahmetli Özhan Canaydın döneminde yöneticiliğe merhaba dedi.  Sürpriz biçimde Mehmet Ali Aydınlar döneminde TFF’de görev aldı. Malum şikenin ortaya çıkması ile ekip olarak pek rahat edemediler. Aykut Kocaman’ın “sahada şike yapılmış mı, lütfen maçlarımızı izlesin” talebine kendisinden beklemediğim şekilde “olayın bireysel kanaatler ya da maç izleyerek çözülemeyeceğini, ortada delil ve bulgular ile soruşturma ve tutuklamalar olduğunu, kararın bu olgular referans alınarak verileceğini” ifade ettiğini anımsıyorum.

Günümüzde Dursun Özbek yönetiminde futboldan sorumlu yönetici olarak tekrar karşımıza çıktı. Ben kendisinden her halukarda faydalanmamız gerektiğine inanırım ama bu pozisyonun O’na göre olduğuna inanmam. İdeali olmamakla birlikte bu pozisyondaki kişilerin daha farklı özellikleri olmalı; gerektiğinde TFF ile mücadele etmeli, kurullarına söz geçirebilmeli, basınla arası iyi olmalı, rakiplere gözdağı verebilmeli, hatta devlet kademelerinde icraat şansı olmalı. Eğer beni yanıltıp kendi tarzıyla başarılı olursa hem kulüpte hem Türk futbolunda yönetici devrimi yapmış olur!

Futbol şubesinde durum böyleyken hem başkan hem hoca konusunda fazla deneyimi olmayan takımda iş yine topçulara kalacak gibi! Yine de efsane kaptanlarımızdan biri olan Sevgili Cüneyt Tanman’a yeni görevinde sonsuz başarılar dilerim.