Burak Yılmaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Burak Yılmaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Eylül 2016 Pazartesi

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası ardından...


1992 Danimarka, 2004 Yunanistan sonrası yine sürpriz bir şampiyon çıktı bence; Portekiz ve Cristiano Ronaldo harika bir çıkardılar ve ilk şampiyonluklarını kazandılar, kıta ise 10.şampiyonunu çıkardı. Portekiz diğer iki ülkeye göre daha hazırdı şampiyonluğa, 1984 – 2000 – 2012 yıllarında yarı final, ev sahibi oldukları 2004’te ise finalde kaybetmişlerdi. Bu arada Ronaldo tüm zamanların gol krallığında 9 gollü Platini’ye ortak olmayı başardı.

Rusya gruptan çıkamadan, İngiltere, İspanya çeyrek finale kalamadan elendiler, İtalya çeyrek finalde, Almanya yarı finalde turnuvayı tamamladılar. Portekiz’in yanı sıra en popüler ülke gerek mücadeleci oyunları gerekse taraftarların balina sesi tezahüratı ile İzlanda oldu. Çeyrek finalde elenen Polonya’yı  da başarılı ülkeler arasına yazmak gayet mümkün olur.

İz bırakan oyuncular grubuna Ronaldo, Bale, Griezmann, Giroud, Payet, Nani, Quaresma, Pogba, Bjarnason yazabilirken hayal kırıklığına ise Müller, Gignac, Mesut, Kevin de Bruyne, Fabregas, Götze yazmak isterim.

En büyük hayal kırıklığı ise Emre Mor haricindeki Türk Milli Takımı oldu benim için. Balık baştan kokar, imparator Fatih Terim’den başlayabiliriz, bu kadar yetenekli ve tecrübeli oyuncu grubunu idare edememesi bana tuhaf geldi, ya yaşlanıyor ya da elemanlar fena azmışlar! Bence en büyük hatası Mehmet Topal’ı stoperde oynatması, buranın bolca adayı (Yalçın Ayhan Ömer Toprak Ersan Gülüm - Egemen Korkmaz Uğur Demir Emre Taşdemir) varken orta sahada Selçuk’la eşleştirmen gereken oyuncudan da bir anlamda vazgeçmiş oldun, bir sonraki turnuvaya hazır olacak Ozan’ı da bir anlamda yıprattın. Prim mevzusuna hiç girmeyeceğim, 2010 yılında basketbolculara verilen 28.000.000 TL hala muamma iken 6 yıl sonra benzer bir olayın yaşanmasına şaşırmadım. Beni asıl ilgilendiren oyuncu grubunun buraya gelirken son 5 maçta yaşadığı ve yaşattığı mücadeleyi turnuva boyunca sergileyememesidir. Arda sadece ülkemizin değil Avrupa’nın sayılı oyuncularındandır, keza Burak-Selçuk-Gökhan-Caner boş adam değillerdir ama kendilerini sahada tanımakta çok zorlandık. Birinin transferi diğerinin eşi öbürünün primi berikinin liderlik derdi derken 3 maç çabucak geçiverdi, ilk elenen 6 ülkenin içinde bulduk kendimizi. İlk maç zaten belirleyici olacaktı ama ne yalan söyleyeyim Hırvatistan karşısında beraberlik umudumu taşıyordum, İspanya’dan puan almamız zordu ve Arda’nın hatırına kısa kestiler, Çek Cumhuriyeti bizden çektiğini sanırım kimseden çekmedi, son 4 resmi maçın 3’ünü biz aldık. Tek rengimiz Emre Mor oldu, değil bizim takımda turnuvada Modric sonrası mutluluk veren isimdi kendisi, umarım üzerine koyarak devam eder.

Avrupa’da 12., dünyada ise 19.sıradayız, daha geriye gitmeden her yıl 1’er basamak ilerlemeyi hedeflersek bence daha mutlu günlerimiz olabilir.

23 Haziran 2015 Salı

Şampiyon Galatasaray!...


Kim ne derse desin bu şampiyonluğun baş mimarı Ünal Aysal’dır. Yukarıdaki resmin içine giren, tüm topluluğu inandıran, camiaya hedef koyan kişi benden en büyük payı alır. Spor dünyasında barındırmayacakları çok belliydi, bizim Divan Kurulu üyelerinde bile büyük rahatsızlıklar başlamıştı, istediği yetkiyi vermeyince gideceğini bildiklerinden derin Galatasaray’ın başı olduğu söylenen İnan Kıraç’a rağmen düğmeye bastılar. Söylenecek fazla söz yok, O’nun gibisi bir daha zor gelir!


Konumuz şampiyonluk olduğu için başarıları dağıtmaya devam edelim; 2.sıraya Selçuk İnan’ı koyarım, O istemeseydi ilk 3 bile zor olabilirdi. Başında olduğu yerli grubu inandırdı, hareketlendirdi ve bu topluluğa saygı duyan, sadece işini yapmak isteyen yabancıların desteğiyle mutlu son geldi. Burak, Olcan, Umut, Yekta, Emre başta olmak üzere beraber hareket ettiler. Hakan ve Hamit gibi bu işleri iyi bilen ağır abiler başarının böyle geldiğini bildiklerinden ses etmeyince, Sneijder, Melo, Muslera, Chedjou gibi isimler ek gelir ve yeni kontrat ihtimali için yürüyüşe katıldılar. Çok da iyi oldu, güzel bir şampiyonluk hikayesi doğdu.


10’a kadar gidecek bu listenin 3.sırasına Ali Dürüst’ü koyarım. İdeal bir basın sözcüsü, kulüp yöneticisi, kriz otoritesi, kelimenin tam anlamıyla idareci! Eviniz yansa ve size haber veren kişi Dürüst olsa inanın üzülmezsiniz, “fıtratında var” deyip geçersiniz. Bazı olumsuz yönleri de var ama bu yazıda yer alması gereksiz olur. Yanında bulundurduğu kişiyi bile seçerken akıllıca davranıyor, tekrar gelir ama önce kriz çıkması lazım!


4.sırada en önemli futbolcumuz Felipe Melo var! Geldiği günden bu yana Türkiye Ligi’ni domine eden, benim gördüğüm en “destansı” oyunculardan biri. Gerek defansı gerek hücumu çok iyi biliyor, vücudunu çok iyi kullanıyor, topsuz oyunun gerçek ustalarından, tek eksiği biraz yetenek! Yönetimde, idari kadroda, tribünde ve oyunun içinde hoşlandığı bir ortam varsa kimse O’nu tutamaz! Her zaman söyledim, tekrar edeyim; teknik direktör olsam ve elimde Melo varsa tahtaya ilk yazarım!


5.sırada yerli gol kralı Burak Yılmaz var, kariyerinin en golcü 3.sezonunu yaşadı, bir ara sakatlanmasaydı gol krallığını alırdı, iyi fiziği var, kendine bakarsa önümüzdeki 3 sezonda ligi domine edebilir.


6.sırada Wesley Sneijder var, tam Galatasaray taraftarının aradığı oyuncu, futbol dilencisi gözleri peşine takıyor, derbi maçlarda ortaya çıkıp efsane goller atıyor, maçın en şık hareketi O’nun imzasını taşıyor, şampiyonluk kutlamalarında rakibiyle makara yapıyor, daha ne olsun!


7.sırada Fernando Muslera geliyor, hiç izlemediğim Turgay Şeren gibi dev isimlere haksızlık etmem istemem ama bu gözlerin gördüğü en iyi 5 kaleciden biri diyebilirim, cephede çok etkili, ayaklarını biraz daha kullanabilse harika olurdu, son periyoda konsantre olması şampiyonlukta söz sahibi olmasına yetti . 


8.sırada Yasin Öztekin geliyor, bitmeyen “rakibin üzerine gitme sevdası” sürerse sonraki yıllarda daha üst basamaklara çıkacaktır ama yaşı 28, bu yüzden önümüzdeki sene kaderini belli eder.


9.sırayı Hakan Balta alıyor, takımın soğuk kanlılarından, Gaziantep maçındaki golü pek unutulmaz ama asıl Dortmund deplasmanında attığı golün değer kazanmasını isterdim, adam tam bir stepne, bu yıl önemli işler yaptı ama kalınlığı bazı maçlarda sorun yaratmadı değil, mesela Anderlecht maçlarında eğer oynasaydı kariyerinde unutmak istediği sayfalar açılabilirdi.


Son sırada Abdürrahim Albayrak var, gerçekten futbolcu kadrosuna yardımcı oluyor, dillerinden anlıyor, isteklerini yerine getirmeye çalışıyor ama çok kişiyi de rahatsız ediyor! Ben yukarıya yakınlığı sayesinde stat sorunlarını çözmesini beklerdim, umarım dediği gibi dışarıdan da destek olmaya devam eder.


Gördüğünüz ya da göremediğiniz üzere Hamza Hamzaoğlu’nun ismi bu listede yok çünkü henüz o seviyede değil. Dürüst ve Albayrak ikilisinin destekleriyle, neredeyse eksiksiz bir kadroya sahipken, yaptığı bazı bariz hataları rakiplerinin değerlendirememiş olması sonucu ve en önemlisi futbolcu topluluğunun dümene geçmesi ile şampiyonluk geldiyse Hamzaoğlu övgü için biraz daha beklemeli. Mesela geçen yıl CL maçları sonunda yerden yere vurulan Prandelli gibi bizlerde 2015-16 sezonunda Hamzaoğlu’nun grup maçları performansını merakla bekliyoruz. Umarım iyi olur, ilk biz destekleriz ama o düzey başka bir alem. O müziği duymak için içi cız eden futbolcular var, taraftarı saymıyorum bile!



İlk 4.yıldız yakıştığı yerde, emeği geçenlere tekrar teşekkürler, taraftar bu mutluluğu doyasıya yaşıyor ve hakkı, şimdi hedef Avrupa olmalı!


4 Mayıs 2015 Pazartesi

Bizimkilerin kramponları...


Bugün maçımız var ve bizim topçuların hangi marka krampon giyeceklerini çok merak ettiğinizi iyi biliyor ve buna bir son veriyorum :)

PozisyonOyuncuMarka-Model
KaleciFernando MusleraNike Tiempo Legend V
KaleciSinan BolatNike Magista Obra
KaleciEray İsçanNike Tiempo Legend V
SavunmaGökhan ZanNike Tiempo Legend V
SavunmaAurélien ChedjouAdidas Nitrocharge
SavunmaSemih KayaNike Tiempo Legend V
SavunmaKoray GünterNike Magista Opus
SavunmaSabri SarıoğluNike Mercurial Vapor X
SavunmaAlex TellesNike Hypervenom
SavunmaHakan BaltaNike Tiempo Legend V
Orta sahaFelipe MeloAdidas Nitrocharge
Orta sahaBlerim DzemailiNike Hypervenom
Orta sahaSelçuk İnanNike Hypervenom
Orta sahaYekta KurtuluşNike CTR360 Maestri
Orta sahaHamit AltıntopAdidas Nitrocharge
Orta sahaAydın YılmazNike Mercurial Vapor X
Orta sahaOlcan AdınPuma Evopower 1.2
Orta sahaYasin ÖztekinNike Mercurial Vapor X
Orta sahaEmre ÇolakNike Mercurial Vapor X
Orta sahaWesley SneijderNike Hypervenom
ForvetBrumaNike Mercurial Superfly
ForvetGoran PandevNike Tiempo Legend V
ForvetUmut BulutNike Mercurial Vapor X
ForvetBurak YılmazNike Mercurial Vapor X

Bizdeki durum sponsor kaynaklı olabilir ama Nike açık ara önde, Adidas önemli ayaklarda hayat buluyor, Puma Olcan ile teselli bulmuş durumda.

Eskiden neredeyse tek marka vardı ve fotoğraftaki haline benzer kullanıldığını görürdük, yokluk zor zenaatmış!

28 Nisan 2015 Salı

Hamzaoğlu'nu nasıl hatırlayacağız?


Son 6 haftaya girilirken Galatasaray’ın ciddi bir avantajı var. Diğerleri ne yaparsa yapsın kendi maçlarını kazanırlarsa şampiyon olacaklar. Her ne kadar kadro dezavantajı olduğu söylense de ülkenin en pahalı takımı (135,95 milyon € - FB: 115,05 milyon € - BJK: 114,40 milyon €) elinde ve çok ciddi oyunculara sahip. Bugün Muslera, Chedjou, Melo, Selçuk, Burak ve Sneijder tüm teknik adamların hayallerini süslemekte, Dzemaili, Pandev (Seri A: 339 maç - 77 gol), Hakan, Semih, Umut, Yasin cabası!

Hamza Hamzaoğlu’nun bugüne kadar gösterdiği performans çok parlak değil! Genelde oyuncu değiştirme konusunda hatalar yapıyor, daha net söylemek gerekirse zaman ve değişecek oyuncu konusunda çok etkin değil. Kimseyi kırmak istememesi üst düzey teknik adamlarda bulunması gereken bir meziyet olmadığı gibi biraz tersini uygulaması daha iyi olacaktır. Oyunu okuma ve çözme konusunda da eksiklikleri var. Örneğin Arsenal maçında Ramsey’i çözene kadar 3 gole imza atıvermişti.

En büyük şansını tekrar yazalım, ciddi bir kadrosu ve takıma hükmeden Selçuk, Hamit, Sneijder ve Melo gibi oyuncuları var, sadece bu oyuncularla iyi geçinmesi ve Ali Dürüst ile yakın diyalog halinde kalması bile kendisini tarihe kazıyabilir.

Umarım Hamza Hamzaoğlu’nu yukarıdaki resimdeki sosyal sorumluluk projesiyle hatırlamayız!

20 Mayıs 2014 Salı

Galatasaray 2013-2014 sezon değerlendirmesi...


Galatasaray transfere şampiyon kadroda yer alan Umut Bulut ve Felipe Melo’nun bonservislerinin alınması ile başladı ve hemen ardından Chedjou, Erman Kılıç ile Bruma transferleri geldi. Gönderilenler arasında Elmander, Amrabat, Colin Kazım, Erman Kılıç, Furkan Özçal, Engin Baytar, Çağlar Birinci, Dany, Yiğit Gökoğlan vb. önemli isimleri sayabiliriz. Lige iyi bir başlangıç yaptığımızı düşünsek de evimizde aldığımız 6-1’lik Real Madrid mağlubiyeti zaten 2 sezondur varolan Ünal Aysal – Fatih Terim gerginliğinin zirveye çıkmasına sebep oldu. O dönemde milli takımın kötü gitmesi ve ciddi bir arayışa girmeleri sebebiyle ve siyasi yönetimin toplumu “futbol” üzerinden oyalama düşüncesi bir anda Yıldırım Demirören – Fatih Terim ikilisini imza masasına oturttu. Bu süreçte Aysal’ın gönderme şekli, Terim’in yüzüne bile bakmaz dediğimiz Demirören’le samimi görüntüleri herkesi rahatsız etti. Fakat bir gerçek vardı ki o dönemde dillere pelesenk oldu: Aslolan Galatasaraydır!
Aslolan Galatasaray olsaydı ne Aysal Terim’i gönderirdi, ne de Terim yarı zamanlı milli takım görüşmeleri yapıp sonunda kesin imza atardı. Bir kez daha görüldü ki aslolan kibirdi, yoksa Galatasaray bu sezon güle oynaya şampiyon olur, 4.yıldızı takar (ne önemi varsa), şampiyonlar ligine kendi hakkı ile gider ve belki de rakibinde olası bir yönetim değişikliği yarası açardı.

30 Eylül 2013 tarihinde göreve Roberto Mancini başladı. Taffarel yerini korurken Hasan Şaş ve Ümit Davala’nın yerine Tugay Kerimoğlu, Attilio Lombardo, Fausto Salsano ve Ivan Carminati yeni antrenörlerimiz oldular. Bu esnada yerel lig ve Avrupa devam ederken Mancini hem ülkeyi, hem insanımızı, hem oynanan futbolu hem de kulübü ve profesyonellerini tanımaya çalışıyordu. Ve en ciddi rakibimiz gerek şampiyonluğu çok istemeleri gerekse hakemlerin kendilerini 11’e 11 oynatma ısrarı ve uzatmalarda süre sınırı olmaksızın mucizevi son dakika golleri ile puan farkını açmaya başladılar. Devre arasına 8 puan geride girdiğimizde Mancini “üstüme gelmeyin, bu takımı ben kurmadım” dedi. Aysal’ın yaklaşımı ise olması gerektiği gibiydi; “ne istersen yapabilirsin”. Bu vesileyle benim son yıllarda gördüğüm en büyük devre arası transfer harekatı başladı; Alex Telles, İzet Hayroviç, Salih Dursun, Koray Günter, Lucas Ontivero, Oğuzhan Kayar, Veysel Sarı, Umut Gündoğan, Guillermo Burdisso bir anda futbolcumuz oluverdiler, Albert Riera ise gidenler kervanına katılıverdi.
Doğal olarak bu kadar fazla futbolcunun gelmesi karmaşaya yol açtı. Ben bile idmandaki resimlere bakarken birçok kez tanıyamadığım yüzlere rastladım. Gelenlerin içinde Salih Dursun, İzet Hayroviç ve Umut Gündoğan hemen şans buldular ama kullanamadılar, Alex Telles ise bence harika maçlar çıkardı ve devre arası transferinin yıldızı oldu. Sonradan şans bulmaya başlayan Veysel Sarı önümüzdeki sezona umutla göz kırptı. Koray, Ontivero, Oğuzhan, Burdisso (kiralık) sanırım ilk kamptan sonra ayrılmaya başlarlar.

23.hafta çıktığımız Rize deplasmanı dönüm maçımızdı ve son dakikalarda yediğimiz penaltı golü şampiyonluğu bırakmamıza sebep oldu. Üst üste gelen başarısız sonuçlar büyük bir krize yol açacakken ligi 2.sırada bitirip 13.kez şampiyonlar ligi biletini direk almamız ve kazanılan Türkiye Kupası Aysal – Mancini ortaklığının sürmesine sebep olacaktır.
Sonuç olarak bence kayıp bir sezon geçirmedik. Yaşanan onca olaylardan ciddi bir tecrübe edindik. Ülkenin efsane hocası takımdan ayrılınca ve sezon öncesi Ali Dürüst – Abdürrahim Albayrak devre dışı bırakılınca dahi geldiğimiz noktanın çok kötü olmadığı ortaya çıktı. Her şeyin başı para; şampiyonlar ligine gidildiği ve Drogba – Sneijder vb. dünya çapında oyuncular geldiği sürede yani Deloitte sıralamasında ilk 20’de yer almaya devam edersek takıma ilgi hiçbir zaman düşmez. Selçuk İnan ve Felipe Melo’nun performansları biraz daha maç skoruna yönelik olabilseydi bu aralar 20.şampiyonluğu kutluyorduk. Önümüzdeki sezonu başka bir yazıda değerlendiririz.

10 Haziran 2013 Pazartesi

19.Şampiyonluğun kadrosu…


2 yıldır süregelen kadro yapılanmasının zor kısmı sezonun başıydı. Çünkü bir önceki sezonda yapılan tüm transferlerin neredeyse tamamının faydalı olması üzerine yöneticiler ve teknik heyet aynı istikrarı göstermek zorundaydı. Müthiş isimler alındı, sırasıyla Dany, Umut, Amrabat, Hamit, Burak, Melo, Cris, Furkan kadroya dahil oldu. Son 2 isim hariç diğerleri genelde faydalı oldu, hatta bazıları dönem dönem süper performans gösterdi. Özellikle Umut sezon başında kazanılan Süper Kupa’da harika oynamıştı. Ardından lige müthiş başladı, ilk yarıda kazanılan puanların çoğunda O’nun imzası vardı. Melo kötü başladı ama ben takıma ilk O’nu yazarım! Elazığ maçında kaleye geçip penaltı kurtarması uzun yıllar unutulmaz, hırs küpü ve takımı / seyirciyi ateşliyor, hemen satın almalı! Hamit zaten istikrar abidesi ve takım için çok faydalı bir oyuncu. Bazen ritmini yakalayamadı ama 13-14 sezonunda çok daha iyi olacaktır. Burak kötü başlasa da süper bitirdi. Hele avrupada fırtına gibi esti. Fakat ben O’nun yerinde olsam bu yaz transfer olmayı düşünmezdim, en az 1 sene daha benzer başarı gösterip direk elit takımlardan birine giderdim. Dany Ujfalusi’nin yanına alınmıştı yerine değil, Semih’le benzer özellikleri olduğu için bazen sırıttılar, özellikle İstanbul’daki Schalke maçında. Ama genelinde iyi iş çıkarttığını söylemek mümkün. Amrabat tutmadı, bu sene de tutmazsa devre arası gidebilir, Cris zaten emekli pozisyonundaydı, Furkan ise daha çok genç ama Fatih Hoca’nın gözüne giremedi gibi.

No
Futbolcu
Pozisyon
Maç
İlk 11
Dakika
Attığı
Yediği
A. Penaltı
K. Penaltı
Sarı kart
Kırmızı kart

25
Muslera
Kaleci
43
43
3.858
0
47
0/0
1/2
3
1

67
Eray
Kaleci
2
0
17
0
1
0/0
0/0
0
0

86
Ufuk
Kaleci
3
3
264
0
4
0/0
0/1
0
0

5
Gökhan
Defans
15
12
1.135
0
0
0/0
0/0
3
1

13
Dany
Defans
33
33
2.910
0
0
0/0
0/0
7
1

22
Hakan
Defans
16
14
1.267
1
0
0/0
0/0
6
0

26
Semih
Defans
35
33
3.004
0
0
0/0
0/0
5
0

27
Eboue
Defans
38
35
3.085
1
0
0/0
0/0
1
0

30
Ujfalusi
Defans
2
2
180
0
0
0/0
0/0
0
0

33
Çağlar
Defans
3
2
198
0
0
0/0
0/0
1
0

4
Hamit
Orta Saha
39
39
2.866
1
0
0/0
0/0
8
0

7
Aydın
Orta Saha
22
4
865
2
0
0/0
0/0
1
0

8
Selçuk
Orta Saha
41
41
3.682
6
0
1/1
0/0
10
0

10
Melo
Orta Saha
35
33
2.758
1
0
1/2
1/1
9
2

11
Riera
Orta Saha
35
31
2.856
2
0
0/0
0/0
7
0

14
Sneijder
Orta Saha
16
14
1.003
4
0
0/0
0/0
2
0

23
Furkan Özçal
Orta Saha
1
0
27
0
0
0/0
0/0
0
0

35
Yekta
Orta Saha
21
12
1.090
1
0
0/0
0/0
2
0

50
Engin
Orta Saha
10
4
478
0
0
0/0
0/0
1
0

52
Emre Çolak
Orta Saha
32
19
1.765
2
0
0/0
0/0
2
0

53
Amrabat
Orta Saha
42
17
1.978
1
0
0/0
0/0
9
0

55
Sabri
Orta Saha
22
11
1.190
0
0
0/0
0/0
2
1

9
Elmander
Forvet
24
16
1.189
5
0
0/0
0/0
2
0

12
Drogba
Forvet
17
15
1.374
6
0
0/1
0/0
4
0

17
Burak
Forvet
39
35
3.176
32
0
1/1
0/0
5
0

19
Umut
Forvet
37
22
1.867
13
0
0/0
0/0
1
1

3
Cris
Ayrılmış
12
11
992
1
0
0/0
0/0
3
0

6
Ceyhun
Ayrılmış
3
2
169
1
0
0/0
0/0
0
0
90
Sercan
Ayrılmış
5
3
192
2
0
0/0
0/0
0
0

Geçen yıldan kalanlara bakarsak Muslera 2 yıldır gönlümüz rahat maç seyretmemize sebep oluyor, gerçekten şu ana kadar gelenlerin belki de en iyisi, aman Taffarel duymasın J Selçuk harika bir oyuncu, özel seyircisi oluşmaya başladı, hele Sneijder geldikten sonra sola kayıp harikalar yaratması bence kariyerinin dönüm noktasıdır. Bu özelliği ile avrupaya göz kırpmıştır! Eboue geçen sezona göre düşüşteydi, iyi olduğu zaman özellikle ofansta çok iyi işler yapıyor, Real Madrid’e attığı gol şahaneydi! Semih kişilik özelliği ile defansın bel kemiği oldu, efsanelerimiz arasına girebilir! Riera hem bizi hem kendini şaşırttı ama yine de 13-14 sezonun için gerçek bir sol bek bulmak gerekir. Elmander geçen sene yoklar arasındaydı, hele devre arasında gelen Drogba’dan sonra forma giymesi çok zorlaştı. Yabancı kontenjanı sebebiyle bence yazın gidecektir ama takımı için oynayan oyuncu için örnektir. Emre Çolak ve Aydın şanslarını çok iyi kullanamadılar, henüz gönderilmezler ama kendilerne dikkat etmeleri lazım, yoksa son kontratları olabilir. Sabri, Yekta, Hakan Balta ve Gökhan Zan görev üstlendikleri dönemde iyi işler çıkardılar. Özellikle Yekta yaşı nedeniyle biraz daha öne fırlamalı. Engin, Sercan, Ceyhun bu kadroda zor yer bulurlar, iyi denemeydi deyip ayrılacaklardır.

Gelelim devre arasındaki 2 transfere; önce Wesley Sneijder, ardından Didier Drogba! Kim ne derse desin Türkiye’de aynı transfer döneminde alınmış en büyük transferler! Tarihte hiç kimse bu kariyerde oyuncu alamazken bizim 2 tane birden almamız olağanüstü bir iştir. Büyük düşünen Ünal Aysal’ı ve korkusuzca riske girip transferlere onay veren Fatih Terim’e tebrikler. Sneijder hazır gelmedi, 16 maçta oynadı, hayal kırıklığı yaşadığımız maçları da oldu ama tek top ve topsuz oyunda bir dünya markası olduğunu defalarca gösterdi. Seneye çok ama çok daha fizikli olup yanındakilerle daha çok anlaşırsa özlediği günlere geri döner! Ve Drogba, kara kıtanın yaşayan efsanesi, Afrika’da tüm zamanların en iyi ve flaş oyuncusu! Attığı her adım avrupada özellikle İngiltere’de takip edilen oyuncu adeta her maçında profesyonellik ve oyunculuk eğitimi verdi. Real Madrid maçında attığı gol kliplere girecektir. Umarım futbolculuğu bıraktıktan sonra bizimle olmaya devam eder.
 
13/14 sezonunda ne olur bilinmez, kimse kahin değil. Ama bu kadronun üzerine monte edilecek 3-4 isim ve geçen sene fizik kondisyonu sorunlu olan Hamit, Sneijder, Melo gibi oyuncuların ilk günden itibaren performans vermesi ile Galatasaray ülkede her kupanın en büyük adayıdır. Aslında UEFA kupasına katılsak orada da en büyük 2-3 adaydan biri oluruz ama iş şampiyonlar ligine gelince iş değişiyor. Çünkü bizde 2 tane kalburüstü oyuncu varken yaklaşık 10 takımda 6-7 tane bu evsafta oyuncu var. CL’de başarı için şanslı kura, adil hakem ve üstün performans gerekir, sonrasını İmparator çözer!