Galatasaray Basketbol Şubesi Koordinatörü Murat Özyer az evvel bir basın açıklaması gönderdi, tam metin aşağıdadır:
Pınar Karşıyaka - Galatasaray Medical Park basketbol maçının eski Roma’daki bir Arena’da değil, dünyanın en medeni şehirlerinden İzmir’deki bir basketbol salonunda oynandığının Türkiye Basketbol Federasyonu'nun alacağı en üst düzey disiplin kararlarıyla tüm spor kamuoyuna ispat edileceği inancında olduğumu söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum.
8 Aralık
2012 günü İzmir'de oynanan Pınar Karşıyaka - Galatasaray Medical Park BEKO
Basketbol Ligi müsabakasının ise, sporun ruhuna ve basketbolun asaletine
tamamen aykırı bir şiddet ortamında oynandığı tüm basketbolseverlerin ve
Türkiye Basketbol Federasyonu'nun malumudur.
Üzülerek
belirtmeliyim ki, Karşıyaka taraftarının sahaya fiili müdahalesi maç öncesinde
başlamış ve Galatasaraylı teknik kadro ve oyuncular alenen hedef alınmıştır.
Ölümcül şiddet çağrısı içeren devasa çirkin pankart, maçın geç başlamasına yol
açacak ölçüde parkeye isabet eden yabancı maddeler, sahaya atılan onlarca
patlayıcı - yanıcı madde, protokol tribününde dahi camların kırılmasına sebep
olan tribün terörü, salonda bulunan tüm TBF yetkilileri ve hakemlerimizin
şahitliğinde sabittir.
8 Aralık
2012 tarihindeki maçta kan dökmeye övgü sayılabilecek, aleni tahriki ve nefret
mesajını taşıyan devasa pankart maç boyunca saha içi tribününde 3 kere açılıp,
daha önce salona kurulmuş ip düzeneği ile yukarı kaldırılmıştır.
Oysa
hafızamızı yokladığımızda, başka örneklerde farklı tedbirler alındığını
görmekteyiz.
25 Nisan
2011 tarihinde Abdi İpekçi Spor Salonunda oynanan Galatasaray Medical Park –
Beşiktaş Beko basketbol ligi maçında en üst tribüne koyulan “steps " içerikli pankart ise
derhal toplatılmıştır.
Türkiye
BEKO Basketbol Ligi'nin giderek Avrupa'nın en gözde spor organizasyonlarından
biri haline gelmesi rastlantı olmadığına göre; sporun ruhuna ve saygın
rekabetin gereklerine uygun bir ortam olmaksızın bu trendin tersine döneceğini
de herkes bilmeli ve yeniden hatırlamalıdır.
8 Aralık
2012 tarihini Türk basketbolu adına çok talihsiz bir gündür ancak şiddet
çağrılarının ve organize tribün terörünün devamı talihsizlik değil basketbolun
felaketi sayılmalıdır.
Türk
basketbolunu küçültmeye ve rekabeti holiganizm ile boğmaya yönelik her
girişimin sebebi ve sorumlusu, görevini ihmal eden ve bu çirkinliği görmezden
gelenler olacaktır.
Türkiye
Basketbol Federasyonu’nun bu olaylara yönelik alacağı disiplin kararlarının bir
dönüm noktası olması için cesurca alınmalıdır. Hakemlerinin, teknik
komiserlerinin ve diğer tüm basketbol unsurlarının işlerini en iyi yapacakları
ortamı “her şehirde “ ve “ her salonda “ sağlamalıdırlar.
Spor
kamuoyunun ve Türkiye Basketbol Federasyonu'nun üzerine düşeni en iyi şekilde
yapacağına olan inancımı yenilerken; adalet duygusunun zedelenmemesi, bu ve
buna benzer vahim olayların tekrar etmemesi için herkesi sorumlu davranmaya
davet ediyorum.
Benim yorumum; üst üste gelen 2 olayın bir tarafında Galatasaray'ın olması tesadüfün ötesine geçebilir. Tribün liderlerinin bazen haberleştiğini biliyoruz, umarım organize edilmemiştir. Çünkü sportif anlamda başarılı Galatasaray bir çok kesimi rahatsız ediyor!