15 Temmuz 2014 Salı

Roberto Mancini...


Dünya Kupası bittiğine göre güncel konulara dalabiliriz, ilk olarak Roberto Mancini.

Fatih Terim ayrıldığında Ünal Aysal yerini çok hızlı bir biçimde doldurmalıydı ve boştaki teknik direktörler hızlıca tarandı, nihayetinde tartışılmayacak bir isim bulundu, daha önce Fiorentina'da yaşandığı gibi; Mancini. Gerçekten hem futbolculuk hem de hocalık kariyeri hiç kimsenin tartışamayacak düzeyde olması Terimizm sonrasının az sarsıntı ile geçirilmesi manasına geliyordu ve kulübü zorda bırakabilecek bir kontratla göreve başlıyordu; 3 yıl için toplam 12,5M€.

Kadroda yer alan Drogba ve Sneijder gibi uluslararası isimlerle güzel bir ritm yakaladı ve Juventus grup eleme maçıyla başlayan Türkiye macerası Türkiye Kupası kazanımı ile son buldu. Belki şampiyon yapamadı ama Fenerbahçe'nin şike yaptığı için aldığı "avrupa kupaları cezası" sürdüğünden kıymetli bir 2.likle sezonu noktaladı. Her maçta farklı 11 dizilişi nedeniyle yıpratılmaya çalışıldı ve kısmen başarılı olundu ama kimse sebebini sormadı çünkü amaç başkaydı!

Görev yaptığı dönemin bütününü incelediğimizde bazı hataları olduğunu söylemek mümkün. Mesela saha içine taktiği kağıtla yollaması, devre arasında sanki sonraki sezonda kalacakmış gibi delice transfer yaptırması, deplasmanlara çözüm bulamaması, yerli oyuncularla yakınlaşamaması vs.

Olumlu yönleri bence daha fazla, tek örnek bence önemli, evimizdeki Chelsea maçının 2.yarısı. Buradaki oyunu sadece hocaya bağlamak doğru değil, topçularında büyük isteği var ama düzey olarak bize çok yakışmıştı!

Para peşinde koşmadan, tazminatı ağzına almayan bir yaklaşımla bizden ayrılması son iyi notu olarak akıllara kazındı. Bundan sonra yollarımız kesişir mi, belki bizden almak istediği futbolcu olursa Semih Kaya gibi evet, bunun dışında zor.

Hiç yorum yok: