Kim ne derse desin bu şampiyonluğun baş mimarı Ünal Aysal’dır. Yukarıdaki resmin içine
giren, tüm topluluğu inandıran, camiaya hedef koyan kişi benden en büyük payı
alır. Spor dünyasında barındırmayacakları çok belliydi, bizim Divan Kurulu
üyelerinde bile büyük rahatsızlıklar başlamıştı, istediği yetkiyi vermeyince
gideceğini bildiklerinden derin Galatasaray’ın başı olduğu söylenen İnan
Kıraç’a rağmen düğmeye bastılar. Söylenecek fazla söz yok, O’nun gibisi bir
daha zor gelir!
Konumuz şampiyonluk olduğu için başarıları dağıtmaya devam
edelim; 2.sıraya Selçuk İnan’ı
koyarım, O istemeseydi ilk 3 bile zor olabilirdi. Başında olduğu yerli grubu
inandırdı, hareketlendirdi ve bu topluluğa saygı duyan, sadece işini yapmak
isteyen yabancıların desteğiyle mutlu son geldi. Burak, Olcan, Umut, Yekta, Emre başta olmak üzere beraber hareket
ettiler. Hakan ve Hamit gibi bu işleri iyi bilen ağır abiler başarının böyle geldiğini bildiklerinden ses etmeyince, Sneijder, Melo, Muslera, Chedjou gibi isimler ek gelir ve yeni
kontrat ihtimali için yürüyüşe katıldılar. Çok da iyi oldu, güzel bir
şampiyonluk hikayesi doğdu.
10’a kadar gidecek bu listenin 3.sırasına Ali Dürüst’ü koyarım. İdeal bir basın
sözcüsü, kulüp yöneticisi, kriz otoritesi, kelimenin tam anlamıyla idareci!
Eviniz yansa ve size haber veren kişi Dürüst
olsa inanın üzülmezsiniz, “fıtratında var” deyip geçersiniz. Bazı olumsuz
yönleri de var ama bu yazıda yer alması gereksiz olur. Yanında bulundurduğu
kişiyi bile seçerken akıllıca davranıyor, tekrar gelir ama önce kriz çıkması
lazım!
4.sırada en önemli futbolcumuz Felipe Melo var! Geldiği günden bu yana Türkiye Ligi’ni domine
eden, benim gördüğüm en “destansı” oyunculardan biri. Gerek defansı gerek
hücumu çok iyi biliyor, vücudunu çok iyi kullanıyor, topsuz oyunun gerçek
ustalarından, tek eksiği biraz yetenek! Yönetimde, idari kadroda, tribünde ve
oyunun içinde hoşlandığı bir ortam varsa kimse O’nu tutamaz! Her zaman
söyledim, tekrar edeyim; teknik direktör olsam ve elimde Melo varsa tahtaya ilk yazarım!
5.sırada yerli gol kralı Burak
Yılmaz var, kariyerinin en golcü 3.sezonunu yaşadı, bir ara sakatlanmasaydı
gol krallığını alırdı, iyi fiziği var, kendine bakarsa önümüzdeki 3 sezonda
ligi domine edebilir.
6.sırada Wesley
Sneijder var, tam Galatasaray taraftarının aradığı oyuncu, futbol dilencisi
gözleri peşine takıyor, derbi maçlarda ortaya çıkıp efsane goller atıyor, maçın
en şık hareketi O’nun imzasını taşıyor, şampiyonluk kutlamalarında rakibiyle
makara yapıyor, daha ne olsun!
7.sırada Fernando
Muslera geliyor, hiç izlemediğim Turgay
Şeren gibi dev isimlere haksızlık etmem istemem ama bu gözlerin gördüğü en
iyi 5 kaleciden biri diyebilirim, cephede çok etkili, ayaklarını biraz daha
kullanabilse harika olurdu, son periyoda konsantre olması şampiyonlukta söz
sahibi olmasına yetti .
8.sırada Yasin
Öztekin geliyor, bitmeyen “rakibin üzerine gitme sevdası” sürerse sonraki
yıllarda daha üst basamaklara çıkacaktır ama yaşı 28, bu yüzden önümüzdeki sene
kaderini belli eder.
9.sırayı Hakan Balta
alıyor, takımın soğuk kanlılarından, Gaziantep maçındaki golü pek unutulmaz ama
asıl Dortmund deplasmanında attığı golün değer kazanmasını isterdim, adam tam
bir stepne, bu yıl önemli işler yaptı ama kalınlığı bazı maçlarda sorun
yaratmadı değil, mesela Anderlecht maçlarında eğer oynasaydı kariyerinde
unutmak istediği sayfalar açılabilirdi.
Son sırada Abdürrahim
Albayrak var, gerçekten futbolcu kadrosuna yardımcı oluyor, dillerinden
anlıyor, isteklerini yerine getirmeye çalışıyor ama çok kişiyi de rahatsız
ediyor! Ben yukarıya yakınlığı sayesinde stat sorunlarını çözmesini beklerdim,
umarım dediği gibi dışarıdan da destek olmaya devam eder.
Gördüğünüz ya da göremediğiniz üzere Hamza Hamzaoğlu’nun ismi bu listede yok çünkü henüz o seviyede
değil. Dürüst ve Albayrak ikilisinin destekleriyle,
neredeyse eksiksiz bir kadroya sahipken, yaptığı bazı bariz hataları
rakiplerinin değerlendirememiş olması sonucu ve en önemlisi futbolcu
topluluğunun dümene geçmesi ile şampiyonluk geldiyse Hamzaoğlu övgü için biraz daha beklemeli. Mesela geçen yıl CL
maçları sonunda yerden yere vurulan Prandelli
gibi bizlerde 2015-16 sezonunda Hamzaoğlu’nun
grup maçları performansını merakla bekliyoruz. Umarım iyi olur, ilk biz
destekleriz ama o düzey başka bir alem. O müziği duymak için içi cız eden futbolcular
var, taraftarı saymıyorum bile!
İlk 4.yıldız yakıştığı yerde, emeği geçenlere tekrar
teşekkürler, taraftar bu mutluluğu doyasıya yaşıyor ve hakkı, şimdi hedef
Avrupa olmalı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder