-
Kadıköy’deki kazanma oranımıza nazar değdirdik,
12.maçta alınan 2.yenilgi oldu.
-
Maçın başında yapılan 5’e 2’de futbolcularımızın
son derece lakayt olduğunu gözlemledim, sanki arkadaşlar arasında oynanacak bir
gösteri maçına hazırlanıyorlardı! Volkan’daki tavırlardan da hoşlanmamıştım,
ununu elemiş eleğini asmış bir görüntüsü vardı…
-
Alex’in kovulması zaman zaman tribünlere
yansıdı. Bazı grupların maçı bırakıp i love you Alex tezahüratı yapması
nahoştu!
-
Volkan / Gökhan – Ömer – Semih – Hasan Ali /
Hamit – Belözoğlu – Topal – Sercan – Arda / Umut 11’yle başladık, Semih ve
Sercan’ı tahmin edemedim…
-
Sahanın zemini oldukça kötüydü, belki de suni
çim düşünmenin zamanı geldi de geçiyor…
-
Sayıları 100 civarında olan Romanyalı
futbolseverler “daar ruminya” tezahüratı ile etkileyici performans ortaya
koydular. Bir ara Yunan bayrağı açmaları ile “klasik Türk deplasmanı ritüeli”
gerçekleşmiş oldu,
-
Bizim seyircimiz ise kendini eğlendiriyordu. Kale
arkası tribünleri karşılıklı olarak önce atkı, bayrak sallayarak, sonra sahaya
sırtını dönerek zıplama derken son olarak cep telefonlarının flaşlarını
birbirlerine tutup tezahürat yapıyorlardı, bir ara stadın ışıklarının tamamen
kapatmaları ve futbolcuların da bu muhteşem tezahürata eşlik etmeleri
gerektiğini düşündüm!?!?
-
Maça gelenlerin profili bana çok uzaktı. Oldukça
iyi bir noktadan biletim vardı, maraton üstün en önündeydim. Fakat ergen
kızlarımız bir türlü yerlerine oturmak istemediler, bir çoğuyla tartıştım,
maçın başında kendi önümü boşalttırdım ama milim milim yayılarak tekrar önüme
geçmeyi başardılar! Ayrıca ne büyük tesadüf ki sağ ve sol yanıma 2 aile denk
düşmüştü ve her ikisinin de 3-4 ve 7-8 yaşlarında 2 çocuğu vardı. Ve babaları sürekli
peşlerinde koşup görüş açısı bırakmadılar. Zaten 80.dakikada küçük çocuk
bacaklarıma tırmanıp maymun gibi sallanmaya başlayınca izlemekten vazgeçip
dışarı çıktım, dünya varmış!
-
Maç mı dediniz, bir zahmet siz yorumlayın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder