15 Mayıs 2012 Salı

Şampiyon Manchester....



Bu sene İngiltere Premier Liginde şampiyonun Manchester şehrinden çıkacağı belkide ilk haftalardan belliydi. Manchester City Müthiş girdiği sezonda destansı galibiyetlerle bir anda zirvede farkı açmıştı ama rüzgar biraz terse döndü ve adeta kendi şampiyonluk yollarına kendileri taş koydular. Sona yaklaşıldıkça beklenmedik ve süpriz puan kayıpları yaşadılar ve Man United ile kafa kafaya zirvede yalnız kaldılar. Son virajda ezeli rakipleri kırmızı şeytanları yenip puanları eşitlediler ve ikili evaraj üstünlüğü ile zirveyi geri aldılar. Sondan bir önceki hafta çok kritik Newcastle deplasmanında en kritik dakikalarda sahne alan Yaya Toure'nin şapkadan tavşan çıkarması ile maçı iki farklı kazandılar ve son hafta kümede kalma mücadelesi veren QPR takımını ağırlayacakları için şampiyon damgasını erkenden aldılar. Ama hikayenin en güzel kısmı QPR maçının ikinci yarısında başladı. İlk yarıyı 1-0 önde geçen ve şampiyonluk havasına gire Manchester'ın mavileri 48' de Djibril Cisse'nin QPR'ın ilk atağını gole çevirmesi ile baskı, stres ve endişinin üst sınır ile tanıştılar. Ama maç tek kale gidiyordu ve zayıf rakip 55'te Barton'ın takımını 10 kişi bırakması ile daha da zayıflamıştı. Maviler'in gol arayışları 11 dakika sonra Mackie'nin uçan kafası ile bitti. 10 kişi kalmış zayıf rakip 2-1 öndeydi ve baskı, stres, endişenin üst sınırınıda aşmasına sebep oldu şehirlilerin. Bütün futbol kurgularını yerle bir edip tüm hatları ile saldırmaya başladı City ve bu atak dalgası 4. hakem 90. dakikada uzatmaları göstrene kadar sıkıntı ve üzüntü dalgasını arttırarak ama golsüz bi şekilde sürdü. Bende dahil herkes United'ın şampiyonluğunu kutlayacağını düşünürken, kornerden gelen topa o kalabalıkta biri kafa vurdu ve skoru 2-2 yaptı. Eminim Dzeko'da o topa nasıl vurduğunu farketmemiştir.. 20 dakikayı ağlayarak ve sağı solu tekmeleyerek geçiren bir stat dolusu taraftar yine hareketlendi, Bu hareketlenme sadece 2 dakika sonra geçen haftaki Toure rlünü üstlenen Agüero'nun şapkadan tavşan çıkarması ile şampiyonluk coşkusuna dönüştü. İlk kez QPR defansı açık verdi maçın adamı Kenny yakın direğe sert şutu çıkartamadı. Ondan sonrası şampiyonluk kutlaması....



Manchester şehrinin diğer hattında United deplasmanda Sunderland'i 1-0 yenmişti ve bitiş düdüğü çaldığında QPR 2-1 önde idi. Ondan sonra gelen iki gol, bu iki gol için romanlar dahi yazılabilir aslında. Bütün sezonu Agüero iki çalımı ve sert şutu çöpe attı adeta. Gerçekten romanlık. Aslında ne yalan söyliyim, United tribünlerinde tahmin ettiğim şoku ve üzüntüyü görmedim. Sanırım İngiltere'yi futbolun anavatanı, Premier Ligi marka yapan bu. Belki de tutku eksikliği bir sorundur. Malum futbol bizim tutkumuz ama tutkusuz futbol pek gitmiyor aslında.

Bu sezonda notları karıştırınca bide Chelsea'yi görüyoruz. Abramoviç piyangosunda sonra en kötü Chelsea vardı bu sene. Ligde neredeyse herkese yenildiler ama Di Matteo ile toparlandılar. Neyse çok geç değilmiş demek ki; FA cup cepte ve sırada Şampiyonlar Ligi kupası var. Eğer o lupayı alırlarsa, tarihlerinin en kötü sezonlarından birinde iki büyük kupatı kazanarak bir destanda onlar yazmış olacaklar...

Bir de Tottenham cephesi var. Eğer Chelsea Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olursa, ligi 6. sırada bitirmiş olsalarda 4. Tottenham'ın yerine önümüzdeki sene Şampiyonlar Ligine katılan 4. İngiliz olacaklar. Bu demek oluyorki Chelsea'nin finaldaki rakibi Bayern Munich'in İngiltere'de de bayağı bir taraftarı var.

Ligin yeni City'leri Swansea ve Norwich'in dalgalı ama geneli beklentilerin üzerinde performansları alkış aldı. Bolton Wanderers küme düştü, sanırım başlıca sebebi milli oyuncumuz Tuncay (Ne hikmetse gittiği takım küme düşüyor :)) Şaka bir yana Premier Lig'de kalacak bir oyun sergilemediler. Tıpkı veda eden diğer takımlar Blackburn ve Wolverhampton gibi.

Yine müthiş bir sezon bitti ve kırk yıldan fazla bir süre sonra City şampiyon oldu. İngiltere'den futbol ziyafeti bu sezonluk bitti ama önümüdeki sezon daha hızlı bir şekilde devam edeceği kesin....


Hiç yorum yok: