Orhun Ene üzerine...

1949 yılında Mısır’da yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda 7 takım arasında 4.olan milli takımımız ve ülke basketbolumuz belki de çok önemli bir fırsatı kaçırdı. O günlerde basketbol sevgimiz gelişip, altyapılara önem verebilseydik ve iyi bir basketbol ülkesi olup başarıdan başarıya koşabilseydik bugün Orhun Ene’yi yerden yere vurmaya hakkımız vardı. 202 kez milli formayı giymiş, ülkenin gelmiş geçmiş en iyi guardlarından biri olan spor adamını eleştirmek bu kadar basit olmamalı. Kaldı ki bu göreve tepeden inmişliği de yok, yıllardır Banvit’te oldukça iyi işler yapıyor. Banvit bütçesini biraz daha arttırabilse belki dereceye girecek sonuçlar alabilirler.

Göreve gelen her yerli antrenörden en üst hedefe ulaşmasını istiyoruz. Orhun Ene’den hızlıca bir Aydan Siyavuş, Aydın Örs, Erman Kunter vb. karşılık almamız beklenemez ki! Biraz sabır gösterebilirsek daha memnun edici sonuçlar alabiliriz.

Oyunun sonunu oynamak ciddi maharet ve şans gerektirir. Fakat kaybettiğimiz Polonya – Fransa – Almanya – Sırbistan maçlarındaki averajımız sadece -3’tür! Bu takımın kötü oyunundan çok yıldız (!) oyuncularını irdelemek bana daha mantıklı geliyor. 8 maçta ortalama %27,5 üç sayı (24 takım arasında 22. sıradayız), %64,5 serbest atış isabeti (24 takım arasında 21. sıradayız) sağlayan oyuncular varken Pat Riley ya da Phil Jackson gelse ne olur!

Meraklısına not: Hüseyin Öztürk o şampiyonada 19,3 sayı ortalaması ile sayı kralı olmuş ve MVP seçilmiştir. Diğer oyuncularımız: Samim Göreç, Ali Uras, Avram Barokas, Mehmet Ali Yalım, Tevfik Tankut, Sacit Seldüz, Erdoğan Partener, Ayduk Koray, Haşim Tankut, Candaş Tekeli, Vitali Benazus