2010-2011 sezonu müthiş bir çekişmeyle bitti ve ipi göğüsleyen Fenerbahçe oldu. Fenerbahçe’nin yanı sıra dar kadro yapısı ile sezona iyi giren ve şampiyonla aynı puanda ve averajla 2. sırada kapatan Trabzonspor’u kutlarız. Ayrıca Gaziantepspor, Eskişehirspor ve Karabükspor’da benim beklentimin üzerinde performans gösterip iyi yerlerde ligi tamamladılar.
Futbolcu açısından tartışmasız en önemli isim Alex idi. Sanırım geldiği günden bu yana sezon boyunca en iyi performansını geçtiğimiz sezon gösterdi. Bahsettiğim sayısal anlamda gol-asist değil, Hagivari bir yaklaşımla takımı adına sahanın patronu oldu ve iyi yönetti. Yer yer kenar yönetimi de etkilediğini, yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Diğer göze batan isimler arasında Volkan, Lugano, Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz (Fenerbahçe), Onur, Burak, Egemen ve Selçuk İnan (Trabzon), Olcan ve kısa sürede göz kamaştıran Cenk Tosun (Gaziantep), Sestak (Ankaragücü), Sezer Öztürk (Eskişehir), Necati Ateş (Antalya), Musa Aydın (Buca), Orhan Şam ve Cem Can (Gençlerbirliği), Cernat ve Emenike (Karabük), Hasan Ali Kaldırım ve Serdar Kesimal (Kayseri), Simpson ve Kahe (Manisa).
Hayal kırıklığı açısından ise Bekir, Özer ve Stoch (Fenerbahçe), Çağlar, Ferhat Öztorun ve Yatara (Trabzon), Bobo ve Ferrari (Beşiktaş), Tevfik Köse (İstanbul BŞB), Angelov (Karabük), Zalayeta, Moritz ve Cangele (Kayseri), Makukula ve Isaac (Manisa), Mehmet Yıldız ve Abdurrahman Dereli (Sivas) şeklinde oluştu listem. İlaveten Galatasaray’ın tüm oyuncularını yazabiliriz.
Hafızalarda kalacak diğer olaylar için ise liste şu şekilde oluştu:
- Ali Sami Yen’in yıkılıp yerine Türk Telekom Arena’nın hizmete girmesi,
- Adnan Polat’ın yönetim olarak ibra edilmemesi ve seçim sürecinin başlaması,
- Galatasaray’ın takım olamayıp bir ara kümede kalma hesaplarının yapılması,
- Beşiktaş’ın çarpıcı transferlerine oranla başarısız sonuçlar alması.
Bakalım 2011-2012 sezonu biz sporseverlere nasıl sürprizler yaşatacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder