24 Ekim 2010 Pazar

En büyük maç!



Beşiktaşlılar kızmasın ama Türkiye'de oynanan en önemli 2 maçtan biri oynanacak bugün; Fenerbahçe - Galatasaray, diğeri de Galatasaray - Fenerbahçe!

Uzun zamandır medya ilk defa "derbi goygoyculuğu" yapamadı maçtan önce. Malum FB'nin uzun zamandır şansınında yardımıyla gelen galibiyet serisi ve medyadaki FB yöneticilerinin ağırlığı özellikle Kadıköy'deki maçlardan önce oluşturulan ve statda devam eden ve hakemi de etkileyen baskı unsuru geçtiğimiz hafta yaşatılamadı. Bunun en büyük sebebi yönetimin Rijkaard'ı göndermesidir. Bugünkü tabloya bakacak olursak sanki bilinçli yapılmak istenilse ancak bu kadar ustaca yapılırdı (2 hafta evvel Adnan Polat'ın yaptığı "Kadıköy'e kesinlikle Rijkaard'la çıkacağız" sözünü bu kadar çabuk yemesi de ayrı bir konu). Rijkaard-Hagi değişikliğini bu maçı kazanmak adına yaptılarsa o gün GS'nin bittiği gündür. Çünkü yıllardır GS maçlarını hedef gören FB'nin bu kadar imkana rağmen şampiyonlukta 17-17 beraber olması, TK'nı 30 yıla yakındır alamaması, Avrupa'da neredeyse hiç bir olumlu sonuç alamaması ve belki de en önemlisi son 20 yıldır Milli Takım iskeletinin FB'li futbolculardan oluşamaması gibi kronik başarısızlıkları getirmiştir.

Görevinin 3.gününde olası bir mağlubiyetle başlayacak olan Hagi'nin bu kadar erken yıpratılmaması gerekirdi, bugünkü maça Tugay'la çıkılabilirdi ve Tugay A2'ye geri dönebilirdi. Umarım bu maçın sonucu çok ağır olmaz ve Hagi çok erken yıpratılmaya başlanmaz. Büyük ustadan bir ricam var, 2.kez geldiği görevde başarılı olmak istiyorsa bugünkü maçtan sonra eline kalemi almalı ve çok cesurca bazı isimlerin üstünü çizmeli, "acırsan, acınacak durumlara düşersin". Çünkü bu görev bir çok kişinin hayali ve GS bu şansı büyük ihtimalle sana bir daha vermez.

Maça 9 saatten az kala GS'lı futbolcuların tansiyonu son 5-6 yıldır ilk defa bu kadar düşüktür. Çünkü neredeyse ilk defa favori değiller ve içinde bulundukları kaosa yakın ortam "kaybedersek tek suçlusu biz değiliz" modundalar. Çünkü Rijkaard iyi çalıştırmıyor ve iyi taktik veremiyordu, yönetim "hatasını" geç de olsa anladı ve takımın başına gerçek bir "teknik direktör" getirildi. Bugünkü alınacak mağlubiyetde futbolcular ancak 3.sırada suçlanabilirdi!

Son olarak bugünkü maça GS'nin aşağıdaki tertiple çıkacağını düşünüyorum:

              Aykut

Sabri - Neill - Servet - Insua

   Mustafa - Cana

                Pino - Misimoviç - Elano
                             
               Mehmet


Bundan 18 gün önce yazdığım bir yazıda Baros'un yerine Mehmet Batdal'ın oynaması gerektiğini yazmıştım. Bugün istemeyeceğim bir sebeple de olsa bu ihtimal gerçekleşiyor ve bu maç için ilk defa umutlanmama yol açıyor. Ayrıca küskün Cana ve Elano için yeni bir sayfa açma ihtimali de doğuyor. İsmi ne olursa olsun GS'de oynayamamış bir oyuncunun Avrupa'ya gidip başarılı olma şansları yok. Bunu Jo ve Dos Santos'da görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz. Bu yüzden özellikle yabancı oyuncularımız için bugünkü maç büyük fırsat. Yerliler ise istediklerini elde ettiler ve Rijkaard'ı gönderdiler. Özellikle Servet -Ayhan - Balta - Sarp etrafında kilitlenecek olan oyuncular bugün "üstün performans" gösterebilirler. Ama sonuç ne olursa olsun devre arasında bu takımdan gönderilmemelerini sağlamamalı. Yine belirtiyorum, bugün tek ümidim Batdal'ın göstereceği performans olacak. Belki de bugün ülkemizde gerçek bir futbol starının doğuşuna tanık olabiliriz.

Son söz taraftara; bugünkü maçı kaybetmek zaten "olağan" ama kazanmak dünyanın sonu değil. Olası galibiyette sevinci abartmamak gerekir. Çünkü hedefimiz her yıl düzenli olarak Şampiyonlar Ligi'ne katılan bir takım görebilmek ise bugünkü taraftar profilimizin biraz daha üzerine çıkmalıyız. Bunu başarmak taraftarın inanmasından ve eylemlerinden (fiziksel değil, önce düşünsel sonra her maçta yanında olmak ile) geçiyor.

Hiç yorum yok: