Biraz geç oldu ama transfer sezonunu özetlemek istedim:
TFF’nin açıkladığı takvime göre 2025-26 sezonu için birinci transfer ve tescil dönemi 30 Haziran 2025’te başladı, 12 Eylül 2025 gecesi bitti.
Bu dönemde:
·
Hem Süper Lig’in dört büyüğü,
·
Hem de Avrupa kupası kovalayan / kümede kalma
savaşı veren Anadolu takımları
kadrolarını ciddi şekilde yeniledi.
TFF’nin bütçe tablosuna bakıldığında, özellikle
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve
Trabzonspor’un harcama limitlerinde lig ortalamasının çok üzerinde bir
alanı olduğu görülüyor.
Bu da zaten sahaya, transfer listelerine ve manşetlere bire bir yansıdı.
Galatasaray: Sane ve Osimhen’le “Champions League modu”
Transfer
döneminin manşeti, tartışmasız şekilde Leroy Sane’nin Galatasaray’a gelişi
oldu. Alman yıldız, Bayern Münih’le kontratının bitmesinin ardından
Galatasaray’a 3 yıllık bir sözleşmeyle imza attı. Yıllık yaklaşık 9 milyon €
net maaş + bonuslar, Türk futbol tarihinin en büyük maaş paketlerinden biri.
Galatasaray’ın
hikâyesi sadece Sane değil:
- Victor Osimhen için Napoli’ye ödenen 75
milyon €’luk bonservis, Türk futbol tarihinin transfer rekoru olarak kayda
geçti.
- Wilfried Singo, İsmail Jakobs, Przemysław
Frankowski gibi profilli isimler savunma ve kanat rotasyonunu yukarı
çekti.
- Uğurcan Çakır ve İlkay Gündoğan
hamleleri, hem yerli kalitesini artırdı hem de soyunma odasına ciddi
tecrübe ekledi.
Galatasaray,
bu pencerede aslında şunu ilan etti:
“Lig
şampiyonluğu bizim için taban, hedef Avrupa’da derin bir yolculuk.”
Risk büyük,
bütçe ağır; ama karşılığında hem Şampiyonlar Ligi hem de global marka algısında
yukarı tırmanma ihtimali de aynı oranda yüksek.
Suyun öte yakasındaki kulüp kaleden başladı.
Ederson,
Manchester City’den Fenerbahçe’ye kalıcı transferle geldi. KAP açıklamasına göre Brezilyalı kaleci, her
sezon için net 11 milyon €
kazanacak.
Fenerbahçe’nin yıldız çekici politika burada
da bitmedi:
·
Marco
Asensio, PSG’den 8.5 milyon € civarı bir bedelle alındı ve 3+1 yıllık
kontrat imzaladı.
·
Salzburg’dan gelen Dorgeles Nene, hem yaş profili hem de potansiyeliyle
“bugünün değil, yarının da transferi” olarak dikkat çekti.
Fenerbahçe’nin bu hamlelerle mesajı net:
“Ederson’la kaleyi kitlerim, Asensio ve
çevresine kuracağım hücum düzeniyle Avrupa’da daha seri koşarım.”
Sarı-lacivertliler, hem yaş ortalamasını çok
düşürmeden hem de Avrupa tecrübesi yüksek isimlerle kadroyu yeniden
şekillendirdi.
Beşiktaş: Orkun Kökçü ekseninde yeniden yapılanma
Bu dönemin Beşiktaş adına “imza transferi”,
kuşkusuz Orkun Kökçü oldu.
·
Benfica’dan kiralık + zorunlu satın alma opsiyonlu bir yapı ile
geldi.
·
KAP ve Portekiz basınında yer alan detaylara
göre toplam paket, şartlar gerçekleşirse 25+5
milyon € seviyesine kadar çıkabilecek.
Bu ölçek, Beşiktaş’ın orta sahayı bir oyuncu
üzerine inşa etme niyetini de gösteriyor.
Kökçü’nün:
·
Oyun kurucu rolü,
·
Uzun şut tehdidi,
·
Set oyununda pas kalitesi
göz önüne alındığında, Beşiktaş’ın oyun
planının merkezine “10 değil, 8.5 numara” koyduğu söylenebilir.
Çevresine yapılan tamamlayıcı yerli-yabancı
hamlelerle birlikte Beşiktaş, hem skor hem de oyun kontrolü tarafında yeniden
“büyük resme” dönmek istiyor.
Trabzonspor: Onana kumarı ve kalede yeni dönem
Trabzonspor’un transfer hikâyesi, kalede
yazıldı.
Bordo-mavililer, Andre Onana’yı
Manchester United’dan 1 yıllığına bedelsiz kiraladı.
İngiliz basınına göre:
·
United, Onana için kiralama bedeli almadı,
·
Trabzonspor oyuncunun maaşının tamamını üstlendi
ve önemli bir imza ücreti ödedi.
Onana tarafında ise bu hamle:
·
Daha çok oynama,
·
Finansal olarak prime dönemde maksimum kontrat,
·
Şampiyonluk yarışı + Avrupa kombinasyonu
anlamına geliyor. Trabzonspor için ise; doğru
Onana, ligin kaderini değiştirebilecek bir kaleci profili.
Yanlış Onana senaryosu ise, hem finansal hem sportif açıdan ağır olabilir.
Anadolu takımları: Sessiz ama derin transferler
Büyükler gölgede çok konuşulurken, Anadolu
cephesi de boş durmadı.
·
Örneğin, Antalyaspor,
Hull City’den Abdülkadir Ömür’ü kiralık
olarak kadrosuna katarak hem lig kalitesini bilen hem de yeniden çıkış
arayan bir yerli yıldızı kadrosuna çekti.
·
Fatih
Karagümrük, Chelsea’den David
Datro Fofana transferiyle tekrar “ileri uçta fark yaratabilecek
kiralık santrfor” modeline döndü.
Bunların yanında:
·
Bazı kulüpler, Afrika ve Güney Amerika pazarında
düşük bonservisli ama potansiyelli isimlere yönelirken,
·
Diğerleri daha çok yerli rotasyonunu güçlendiren
ve maliyeti sınırlı hamlelerle hayatta kalma stratejisini tercih etti.
Bu sezon, maçı değil hikâyeyi takip etme sezonu
2025-2026 Türkiye transfer sezonu, tek tek
imzalar üzerinden değil;
ligin genel resmini, ekonomisini ve oyun
kalitesini dönüştürme iddiası üzerinden okunmalı.
·
Bir yanda Sane–Osimhen–Ederson–Asensio–Kökçü–Onana
gibi isimlerle parlayan bir vitrin,
·
Diğer yanda Anadolu’nun akıllı ve derinlemesine
scout edilmiş hamleleri,
·
Arkada ise harcama limitleri, yayın gelirleri,
Avrupa başarı zorunluluğu.
Sonuç olarak:
·
Hem şampiyonluk yarışı,
·
Hem Avrupa kupaları bileti mücadelesi,
·
Hem de küme düşme hattı
bu kadar “yüksek profilli” bir transfer
yazından sonra her zamankinden daha sert olacak.
Bence bu sezonun mottosu:
“Sadece
skora değil, sahadaki hikayeye bak.”





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder