25 Ekim 2013 Cuma

FC Kopenhag maçı hakkında...


Maçtan sonraki gün gazeteler başlıklarında abartma yarışına girmişlerdi bile; kükredi, zafer, aslan pençesi, dev adım, destan, şov... Bu kadar abartmaya gerek olduğunu hiç sanmıyorum, hatta gereksiz bir havaya sokma göstergesi olarak görüyorum. Halbuki avrupa kulüpler sıralamasında, kıymet değerlemesinde ve bireysel yetenek konusunda bizden daha aşağıdaki bir takımı yendik, üstelik kendi sahamızda!

Maça geçersek ilk yarıda sıkı bir Galatasaray gördük, tabanca gibiydik. Özellikle Melo ile gelen golün dakikası müthişti, sonrasında 2 ustadan kendilerine yakışan vuruş geldi ve rahatladık. Oyuncu değişiklikerini daha erken beklemiştim ama Mancini biraz daha bir arada oynatmak istedi muhtemelen.

Bence Drogba ve Melo maçın yıldızlarıydı. İlki ne yaşına ne de kariyerine bakmadan, sanki Bruma'nın yerindeymişcesine mücadeleciydi. Diğeri ise bence takımın belkemiği, O'nu ayrı bir yazıda uzun uzun yazmak istiyorum...

Son olarak talihsiz 6-1'lik Real Madrid maçına atıfta bulunmak istiyorum. Aynı kulvardaki 2 maç arasında sonuç ancak bu kadar talihsizce farklı olabilir. RM maçını tekrar izleyelim ve sadece Melo'nun 2 pozisyonunun golle sonuçlandığını varsayalım; inanın bugün aynı teknik kadroyla ve bambaşka konulardan bahsediyor olurduk. İşte o zaman o maçtan sonra yazının girişindeki kelimeler yetersiz bile kalırdı!

Hiç yorum yok: