23 Ekim 2011 Pazar

İlk 7 maçın ardından...


Galatasaray dün akşam ligdeki 7.maçını oynadı ve neredeyse ligin ¼ geride kalırken hiç de iyi sinyaller vermiyor. Şu ana kadar 1M 2B alıp 4 kez rakibini yenebilen takım böyle devam ederse ligde istenilen başarıyı yakalayamaz. Şikeciler yüzünden yeni transferleri değerlendirememiştik, maç yazısı ile birleştirelim.


Geçen birkaç sezona oranla olumlu gelişmeler yok değil. Muslera gibi bir kalecinin alınmasın anlamı ilk haftalarda anlaşılamasa da ilerleyen yıllarda çok faydalı olacak ve büyük takımlarda gözlemlediğimiz istikrarlı kaleci bize de yerleşecektir. Defans bloğunda inanılmaz biçimde kötü oynayan Çağlar, H.Balta’yı tehdit edemeyince yine sol beksiz bir sezon yaşayacağımız ortaya çıktı. Dün de “vasat” oynadı. Serkan Kurtuluş’un uzun zamandır tatil yapması, asıl yeri sağbek olan Eboue’nin bir türlü yerinde oynatılmaması ile Türkiye şartlarında idare eder bir Sabri’yi bizimle baş başa bıraktı. Keşke zor günler geçiren Ankaragücü’nden Uğur Uçar geri alınabilseydi! Ortadaki Gökhan Zan idare etse de Servet Rijkaard’ı hedef alan sözlerinden sonra benim için bitmiştir. Burada hedef kişi değil Galatasaray Teknik Direktörü’dür. Sorunun varsa içinizde konuşup halledin, medyaya yansıtmaya ne gerek var! Geriye “baterist kılıklı” denilen Ujfalusi kalıyor ki şu ana kadar Lucas Neill’den bile daha iyi performans sergilemiş durumda. Bu bölgede Semih Kaya’nın denenmemesini hiç anlamıyorum. Hatta Ceyhun’u bile denemeliyiz.


Orta saha “okeye dönen” oyunculardan sonra çölde vaha gibi! Melo, Selçuk, Engin, Ceyhun, Riera isimleri herkesi tatmin ediyor. Sadece Riera’nın performansı düşündürüyor ve sanırım bize adapte olamayacak gibi! Bir de satın alınması gereken ile kiralanması gereken konusunda belli ki hata (Melo-Riera) yapmışız! Melo takımda gördüğüm en sempatik ve mücadeleci oyunculardan. Çok da faydalı olduğu kesin. İyi çalışırlarsa diğer oyuncularda GS’ı özlediği yerlere taşıyabilir. Yekta, Emre, Aydın’ın performansları da belirleyici olacaktır ama dün ilk 11’de şans bulan Aydın bardağı taşırmak üzere! Emre'de işin endazesini kaçırıyor!


Forvette “striker” oynamaması sorun oluyor. Hakan Şükür gibi pres yapan Elmander’den vazgeçemeyen Fatih hoca Baros’a yer bulamıyor, bu yüzden de belki de ülkenin en iyi golcüsü durumundaki oyuncu oynayamıyordu. Dünkü tüm takımın kötü performansı ile beraber sakatlanıp çıkması beni ileriki günler için düşündürüyor. Kazım’ın patlayacağını beklemek yeterli iken üzerine Sercan’ın alınması hiç de mantıklı değil. Transfer sezonunu kötü değerlendirdiğine inandığım yönetim devre arası hazırlığını şimdiden yapmalı! Bu takıma hala stoper – sol bek – sol açık – golcü gerekiyor.


Şu ana kadar hakemler üzerinde son derece etkili olduğuna inandığım MAA tuttuğu takımı müthiş bir biçimde kollarken (Kayseri’de Bilica’nın elle oynaması, Mersin’de Bekir’in smacı ve Mersin’in attığı golün sayılmaması) GS’ı küçük küçük doğraması inanılmaz. Dün akşam size en az 10 pozisyonda son derece önemli ters faul kararı sayabilirim. Karabük’te Muslera’nın atılması ve Bursa maçında Eboue’nin penaltısının verilmemesi ise cabası! Bu düzende bizim başarılı olmamız çok zor gözüküyor çünkü FB’nin şampiyon olması iktidarın da işine gelecek! Stad yolunu yaptıramayan yönetimin bunlarla baş etmesi inanılmaz zor. Geriye Fatih Terim ve sahadaki 11 oyuncunun performansı kalıyor. Dünkü gibi oynayan takımla bu mümkün değil. Takımın birbirini tanıması, yabancılarla yeni transferlerin takıma adaptasyonu, yeni oluşum gibi zırvalarla kendimizi kandırmayalım. İyi oyun iyi oyuncularla oynanır. Yapabiliyorsanız devre arası, olmuyorsa gelecek sene için transfer çalışmalarını şimdiden başlatmalı. Bu seneyi kayıp olarak görmek bizleri üzmez çünkü GS dışında maç izlemiyoruz! Pislik seyrederek kendimize eziyet edemeyiz. Hem nasıl olsa Hakan Üstünberk önderliğindeki basketbol takımlarımız bizi fazlasıyla memnun edecekler gibi J

Hiç yorum yok: