5 Ekim 2011 Çarşamba

Avrupa Aşkına !!



Milli takımımız Avrupa Şampiyonasına katılma hakkı için son iki maç daha oynamak zorunda. En yakın takipçimiz Belçika'nın kalan iki maçtan galibiyetle ayrılamayacağını varsaydığımız için, Almanya maçını kaybetsek bile Azerbaycan'ı yenerek grupta ikinci olmak, en iyi ikincilik olmasa dahi baraj maçlarına kalmak üzerine yoğunlaştık. Teknik Direktör Hiddink'in yaptığı; Almanya'nın bizden daha iyi bir takım olduğunu fakat onları yenebilecek bir takım olduğumuz belirten açıklamalara sanırım tüm Türkiye katılıyordur. Almanya ile ülkeler arasındaki bağ bu maça ayrı bir heyecan katıyor şüphesiz. Millilerimizin bizden daha üst seviyedeki takımlara karşı konsantrasyonu daha iyi sağlayıp, daha iyi mücadele etmesi bu maçı kazanmamız adını bizi ümitlendiriyor. Zaten Türk Futbolunda ekol ne taktik, ne fizik, ne teknik ne de güç. Oyun planımız hırs ve tutku üstüne kurulu. Büyük maçlardaki iyi sonuçları ve küçük takımlara karşı alınan utançları ancak bu şekilde açıklayabiliriz. Hiddink içimizdeki bu potansiyeli kullanmayı öğrendiği zaman çok başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü kendisi çok önemli bit Futbol Adamı ve gerçek bir Futbol Dahisi.


Sanırım bugün medya ve taraftarlar olarak bize düşen; Mesut Özil'in seçimini veya Hiddink'in geleceğini tartışmayı bırakıp, maça ve atmosfere konsantre olmak. O zaman takıma gerekli tutku'yu aşılarız. Ve gerçekçi olmak gerekirse Almaya'dan iyi olan tek yönümüz hırsımız ve tutkumuz; ki bu özellikler onlarda olmayan şeyler aslında. Her Türk gibi bende galibiyete inanıyorum ve Cuma günü sahada adeta savaşacak 11 yüreğe güveniyorum. Tek temennimiz Cuma günümüzün futbol bayramı olması. Artık sıra millilerimizin, hadi aslanlarımız. Türk milletine anlamlı bir galibiyet hediye edin...

1 yorum:

nicksiz dedi ki...

Bu maçta Mesut'un yuhlanması konusunda oluşan spekülasyonu da anlamıyorum, ne gerek var? Bir anda düşman ilan ettik!...