11 Şubat 2013 Pazartesi

Galatasaray - Antalya maçına dair...


Galatasaray dün Antalyaspor'u Burak Yılmaz'ın 8. ve 61. dakikalarında attığı gollerle 2-0 mağlup etti.


Dün oynanan karşılaşmada tüm gözler Wesley Sneijder’deydi. Hem kendisinin ne yapacağını hem de takımda nasıl bir taktik değişiklik olacağını merak ediyorduk.


MatchStudy sitesinden aldığımız verilere göre GS bu kez 4-2-3-1 ile sahadaydı. Halbuki daha evvel 4-4-2 çokca tercih edilen bir dizilişti. WS’in gelişi ile orta saha neredeyse 5’lenmiş, gol işi Burak’a bırakılmıştı. 


Eğer orta sahadaki 5’liden bir veya birkaçı gol atabilmiş ya da pozisyona girebilmiş olsaydı hücum yönünden sistemin tuttuğunu çok kolay söyleyebilirdik. Ama gol işini Burak çözünce insan “ya formda olmasaydı ne olurdu” diye düşünmeden edemiyor. Madalyonun tersinde ise yüzler gülüyor çünkü bu sistem defansif açıdan oldukça verimli oldu. Tabii ki Antalyaspor’un kadro açısından bahaneleri olsa da son derece tecrübeli oyunculara da sahipler.


Selçuk İnan geçen sene şampiyonluğu getiren en önemli dişlilerdendi. Bu sene formda başlamasa da önümüzdeki 13 lig maçı ile (bence en az 4) avrupa maçında farkını hissettirecektir.


Kaptan bu maçta müthiş oynadı. Ceza sahası dışından attığı şut biraz daha isabetli gitseydi Bordeaux maçına bir selam gönderebilirdi.


Taraftar her zaman olduğu gibi tribünleri doldurmuş, sahada Wesley Sneijder, tribünde Didier Drogba'yı selamlamaya gitmişti.


Didier Drogba'nın maçı Ünal Aysal'ın yanında izlemesini biraz yadırgadım. 18'e giremeyen arkadaşlarının yanında veya bir yöneticinin locasında izleyebilirdi, başkanın yanında yer alması biraz popülist geldi. Ama diyebilirsiniz ki Drogba her sene gelmiyor!


Son bir istatistik; dün 2 gol atan Burak Yılmaz topla 59 saniye beraber olmuş! Modern forvet olarak anılan oyuncular topla fazla oynamazlar ama gollerini atarlar. Bu rakam bence Drogba’yı sıkıntıya sokabilir!

Hiç yorum yok: